Iraklı müfessir Muhammed Mahmûd Savvâf 1915 yılında Musul’da doğmuştur. 1941 tarihinde daha önce başlayıp bıraktığı Ezher Üniversitesi Külliyetü’ş-Şerîa’da eğitim hayatına kaldığı yerden devam ederek bu fakülteden mezun olmuştur. Daha sonra da iki yıl kadılık eğitimi almıştır. 1960 yılında Mısır’dan Medine’ye geçerek akabinde Mekke’de yaşamaya başlayan müellif, Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi Külliyetü’ş-Şerîa fakültesinde ders vermeye başlamıştır. Hayatının son yıllarını Türkiye’de Yalova şehrinde geçiren müellif, 9 Ekim 1992’de Mekke’ye dönerken İstanbul hava limanında vefat etmiştir. 12 Ekim’de İstanbul’da cenaze namazı kılınan Savvâf’ın naaşı, Mescidi Haram’da da kılınan cenaze namazının ardından Cennetü’l-Mualla kabristanlığına defnedilmiştir. Seksen yıla yaklaşan hayatına birçok eser sığdıran Muhammed Mahmûd Savvâf, tefsir alanında yazmış olduğu “Fâtihatu’l-Kitâb” adlı tefsiriyle ön plana çıkmaktadır. Müfessir Savvâf, söz konusu eserinde otuzuncu cüzün tefsirine yer vermektedir. Müellifin bu çalışmasında Fâtiha’dan sonra otuzuncu cüzdeki sûrelerin tefsirini yaptığı görülmektedir. Savvâf bu eserinde ayrıca kıraat farklılıkları ile ilgili izahlara da yer vermektedir. Ancak bu eserindeki kıraat metoduyla ilgili herhangi bir çalışmaya da rastlanılmamaktadır. Bu amaçla hazırladığımız çalışmayla müfessirin kıraat farklılıklarından istifade metodunun tespiti yapılarak kıraat ilmine katkı sağlanılması hedeflenmektedir. Araştırmamızın kapsamı müfessirin kıraat izahlarında bulunduğu âyetlerle sınırlı tutulacaktır. Böylece kıraat farklılıklarıyla ilgili âyetlerde müellifin kıraatleri değerlendirme metodu tespit edilmeye çalışılacaktır. Birçok alanda eser kaleme almış olan Savvâf’ın kıraat alanına yaptığı katkıların yanı sıra elde edilen bulgularla ilgili alanda araştırma yapacaklara rehberlik yapılması öngörülmektedir. Makalede konu kaynak tarama, betimleme, açıklama ve karşılaştırma yöntemleri kullanılarak sistematik bir düzlemde ele alınacaktır. Bu makalemizde Savvâf’ın kıraatı aşere imamlarının tamamının görüşlerine yer verdiği, kıraat farklılıklarında çoğunlukla tercihini açıkça belirtmediği, daha beliğ, daha iyi, daha güzel, daha doğru gibi ifadeler kullandığı; kıraatleri izah ederken hadisten ve Arap şiirinden de deliller getirdiği, genelde fiillerin teşdîd-tahfifle okunuşlarına ve onların hangi manaya geldikleri üzerinde açıklamalar yaptığı tespit edilmiştir. Savvâf’ın tefsirinde çoğunlukla Ferrâ ve Kurtubî’nin tefsirinden alıntılar yaptığı görülmektedir. Bazı âyetlerdeki tefsirde kıraat farklılıklarıyla ilgili Ferrâ ve Kurtubî’nin görüşlerine katıldığı bazen de onlardan farklı izahlar yaparak tercihini her iki müfesirden farklı yorumladığı müşahede edilmektedir. Savvâf’ın kıraat farklılıklarını değerlendirmedeki bu yönteminden onun kıraat izahlarında özgün bir fikir yapısına sahip olduğu söylenebilir. Netice itibarıyla Savvâf’ın Ferrâ ve Kurtubî’nin tefsirinden yaptığı alıntıların konuyu daha derinlemesine incelemek maksadıyla yaptığı ifade edilebilir. Savvâf’ın kendi dönemindeki müfessirler arasında kıraat farklılıklarının tefsirde bulunması gerektiğini düşündüğü ve bu düşüncesini tefsirine yansıttığı görülmektedir. O, bu yönüyle tefsirlerinde kıraat farklılıklarına değinmeyen müfessirlerden ayrışmaktadır. Savvâf tefsirinde sahabeden İbn Abbâs’tan, tâbiînden de Dahhâk’tan kıraatlerle ilgili rivâyetler aktarmaktadır. Kurrâ’dan da Kisâî, Âsım ve İbn Âmir’in kıraatlerinden nakillerde bulunmaktadır. Onun, kıraatleri genel olarak meçhul sigasıyla okunuşları üzerinden değerlendirdiği görülmektedir. Her ne kadar Savvâf kıraat farklılıklarında tercihlerde bulunmasa da tefsirindeki izahlarından Âsım, İbn Kesîr, Nâfi’, Ebû Amr, İbn Âmir, Ya’kûb ve Ebû Ca’fer’in kıraatlerini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Savvâf kıraatlerin sahih olması için kıraatte bulunması gereken şartları tefsirinde zikretmemektedir. Bu şartlar, kıraatin senedinin sahih olması, resmi Osmânî’ye uygun olması ve bir yönüyle de olsa Arap dilinin gramerine uygun olmasıdır. Savvâf’ın tefsirinde kıraatleri bu şartlardan sadece Arap dilinin gramerine uygunluk yönünden değerlendirdiği görülmektedir. Ayrıca Savvâf kıraatleri âhâd, şâz, müdrec ve mevzu kıraat şeklinde herhangi bir ayrıma da tâbi tutmamaktadır.
Muhammad Mahmud Savvaf, an Iraqi commentator and scholar, was born in Mosul in 1915. He graduated from Al-Azhar University in 1941 and continued his education at the Faculty of Sharia, which he had previously started but interrupted. After completing a two-year judicial training program, Savvaf moved to Medina in 1960 and later settled in Mecca, where he taught at the College of Sharia at Umm al-Qura University. He spent his final years in Yalova, Turkey, and passed away on October 9, 1992, at the Istanbul airport while returning to Mecca. His funeral was held in Istanbul on October 12, and his body was buried in Jannat al-Mu‘alla Cemetery after a funeral prayer in the Masjid al-Haram. Savvaf authored many works across different Islamic sciences, but he is most renowned for his Qur’anic commentary titled Fātihat al-Kitāb. This tafsir primarily covers Surah al-Fatiha and the chapters of the thirtieth juz’ (part) of the Qur’an. While the work contains some references to differences in Qur’anic recitations (qirā’āt), it is not exclusively focused on the science of qirā’āt. The purpose of the study summarized in this article is to analyze and identify Savvaf’s method of incorporating and evaluating qirā’āt differences within his tafsir and thereby contribute to the field of Qur’anic recitation studies. The research focuses on the verses where Savvaf discusses variations in recitation. It applies methods such as source analysis, descriptive study, explanation, and comparison. It is found that Savvaf includes views from all ten recognized qirā’āt imams but generally refrains from making explicit preferences among them. Instead, he employs expressions such as “more eloquent,” “better,” “more beautiful,” or “more correct” to describe certain readings. He supports these evaluations with evidence from Hadith and Arabic poetry. Moreover, he often discusses phonetic details such as tashdīd (emphasis) and takhfīf (lightening) in verb forms and their semantic implications. Savvaf frequently references the tafsirs of prominent scholars like al-Farrā’ and al-Qurṭubī. At times, he aligns with their views regarding qirā’āt variations; at other times, he diverges from them, offering his own analysis, which suggests that he follows an original and thoughtful approach. Notably, Savvaf emphasizes the grammatical compatibility of recitations with the Arabic language but does not discuss the three traditional criteria for the validity of a qirā’a: an authentic chain of transmission, conformity with the Uthmanic codex, and alignment with Arabic grammar. Additionally, he does not differentiate between types of readings such as mutawātir, āḥād, shādh (irregular), mudraj (interpolated), or mawḍūʿ (fabricated). He quotes narrations from companions like Ibn Abbas, tābi‘ūn like al-Ḍaḥḥāk, and famous reciters such as al-Kisā’ī, ʿĀṣim, and Ibn ʿĀmir. Although he does not state clear preferences, his commentary indicates a tendency toward the readings of ʿĀṣim, Ibn Kathīr, Nāfiʿ, Abū ʿAmr, Ibn ʿĀmir, Yaʿqūb, and Abū Jaʿfar. In conclusion, Savvaf’s treatment of qirā’āt differences reflects a distinctive approach that integrates these variations into his tafsir in a way that is both grammatically informed and respectful of the tradition. His methodology sets him apart from many contemporary commentators who overlook such differences. As such, his work offers valuable insights and a useful model for future research in the field of Qur’anic recitation and interpretation.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kuran-ı Kerim Okuma ve Kıraat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 16 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 23 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 1 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır